3 Ağustos 2009 Pazartesi

Dijital Dünyanın Sancıları


Neredeyse 3 ay önce friendfeed'te dijital pazarlama anlayışının TR'de ne durumda olduğuyla ilgili bir başlık açmıştım. http://ff.im/2SH8K. Gelen kaydadeğer yorumlar arasında çıkarımlarımız hep aynı yöndeydi, geçen zaman içinde de pek değiştiği söylenemez:
  • strateji eksikliği
  • sadece bir satış aktivitesi olarak görülmesi, etkileşim süreci olduğunun anlaşılamaması
  • hedefler belirlenmeden yola çıkılan, derinliği olmayan projeler
  • yetkinliği şüpheli uzmanlar
  • ölçümleme konusunda yetersizlik
  • örnek başarılı uygulamaların olmaması...
.....tüm bunların hem sebebi hem sonucu olarak da tanımlayabileceğimiz bir durum daha: dijital dünyaya inançsızlık...

Bu dünyayı yakından takip eden ve markalarımız için çeşitli projeler planlayan iletişim uzmanları olarak olayın neresindeyiz, bunu da değerlendirelim...

Gerçekten kendimize inanıyor muyuz?

Bugün sosyal medya hakkında iddiasını ortaya koyan danışman şirketlerden kaçı, sosyal medyayı gerçekten özümsemiş ve iş süreçlerine dahil etmiş durumda?

Kaçı çalışanları ile birlikte bu dünyayı daha yakından tanımak için hevesli?

Kaçı olayı "müşteri kazanma" boyutunun ötesinde sektörü ve bilgi birikimini bir çıta daha yükseltmek olarak algılıyor?

Kaçı at gözlüğünü çıkarıp, uçmadan, projelerin kör noktasına ışık tutuyor, böylece vaadleriyle tutarlılık sergileyerek itibarını koruyor?

Birilerini birşeye inandırmak istiyorsak, ilk önce kendimize inanmamız gerek, halimizi, ne olduğumuzu, nereye gittiğimizi dürüstçe sorgulamamız gerek...

Halkla İlişkiler ya da Kurumsal İletişim'in sosyal bir bilim olarak bile görülmediği zamanları hatırlayalım...Şimdi ise stratejik yönetim anlayışlarında ses sahibi bir fonksiyon...

Daha çok madde eklenebilir yukarıdaki listeye...Fakat herşey kendimize inanmakla başlıyor...

Hiç yorum yok: