23 Ağustos 2009 Pazar

Genç Profesyonellerin Gözünden İstanbul "Şehir Markası"

Yüksek lisans döneminde bir dersimizde gerçekleştirilen"şehir markası" projesi kapsamında, kalifiye iş gücü gözünden İstanbul'un nasıl konumlandığı konusunda anket yolu ile yaptığım araştırma sonuçları hakkında birkaç detay(2007)...

Hedeflenen, genç profesyonellerin yaşanabilir çevre ve iş hayatından beklentileri ve bunların İstanbul kriterleri ile kıyaslanma oranlarından, daha ileriki zamanlarda kalifiye iş gücünün İzmir, Ankara gibi diğer metropol şehirlere daha adil bir dağılımı konusunda fikir oluşturmak ve yol haritalarına data elde etmekti.

PERYÖN tarafından daha önce yapılan bir araştırma iş arayanların %71'inin İzmir veya Ankara gibi metropoller yerine İstanbul'u tercih ettiğini gösteriyordu. Dünyanın en ünlü şehirlerinden biri olan İstanbul'un genç profesyonellerin mesleki ve bireysel hedefleri doğrultusunda popülerliğinin temellerinde neler yattığına dair daha derinden bir bakış açısı geliştirmeye çalıştım.

PERYÖN araştırma sonuçlarına göre iş arayanların iş hayatından beklentileri ve başka bir araştırma sonucuna göre yaşanması düşünülen tipik bir çevre kriterleri baz alınarak İstanbul'da çalışan ya da çalışmak isteyen katılımcılara kendileri için önem sıralaması oluşturmaları ve gerçek hayat deneyimleri ile karşılaştırmaları istendi.

İstanbul'un büyük suç oranı, trafik karmaşası, yüksek yaşam maliyeti ile yaşanabilir çevre kriterlerinin bir çoğundan düşük not almasına rağmen, yetenek savaşını her türlü kazanması ise bir şehir markası olarak ne kadar güçlü bir konumda olduğuna ışık tutuyordu. Yüksek maaş ve yan menfaatlere rağmen genç profesyoneller tarafından reddedilen işlere dikkat çeken ünlü bir şirketin bölge sorumlusu İstanbul nüfusunun aşırı yoğunlaştığına ve diğer şehirlerdeki gelişimin dolayısıyla tıkandığına dikkat çekiyordu.

Bütün bu verilerle birlikte; zincirleme bir reaksiyon halinde dünyanın kültür başkentlerinden biri olan İstanbul'un sanayi bölgelerine yakınlığı, birçok şirket merkezinin ve faaliyetlerinin buradan yürütülüyor olması gibi sebeplerle genç profesyonellerin tercihleri de İstanbul için şekilleniyordu. Bu noktada İstanbul'da çalışmakla gerçek kazanımın ne olacağı konusunun daha derinden analizi için yorumlar da alındı.

Katılımcıların doğum yeri, üniversite okuduğu şehir, lisans sonrası herhangi bir yüksek lisans/doktora yapma düşüncesi, medeni hali gibi etkenlerin de değerlendirmede baz alındığı araştırma sonuçlarına göre;

  • İyi okul ve üniversiteler, hem yaşanabilir çevre kriterleri önem sıralaması, hem de İstanbul'un rekabet avantajında en yüksek notu aldı.
  • Ardından sosyal imkanlar ve sağlık merkezleri yer aldı.
  • Katılımcıların %62'sinin trafik ve buna ayrılan zamanın yaşanacak yer konusunda çok önemli olduğunu düşünmesine rağmen, %92 oranı bu kriterde İstanbul'a zayıf not verdi.
  • Suç oranları konusu ise ayrı bir yaşama kriteri olarak İstanbul'un en düşük notlarından birini aldı.

İstanbul'da çalışanların iş hayatından beklentilerinin ve gerçek deneyimlerinin kıyaslandığı ikinci bölümde ise, beklenti sıralamasında çok önemli olarak addedilen ve gerçek deneyim konusunda da çok düşük not olan aşağıdaki kriterler gözlemlendi:
  • Kariyer yapma, iş tatmini ve huzurlu bir yaşam
  • Kişisel gelişim, sosyal haklar ve güvenlik, çalışana saygı
  • Başarının ödüllendirildiği bir iş yeri
Katılımcıların %80'i daha önce İstanbul dışında herhangi bir şekilde hiç iş aramadığını belirtirken, %60 gibi bir oran aynı ya da daha fazla maaş& yan menfaatlere rağmen İstanbul dışında bir iş teklifini kabul etmeyeceklerini belirtti. Katılımcıların %50'den fazlasının İstanbul dışında bir şehirde doğmuş ve yetişmiş ayrıca maaşlarının da yıllık olarak 30000 limitinden düşük olduğu bir durumda, genç profesyonellerin İstanbul'da yaşamak istemesinin iş hayatı fırsatları dışında başka beklentiler üzerinden de şekillendiği anlaşılıyordu.

Genel bağlamda katılımcıların görüşü, iş fırsatlarının çok olduğu İstanbul'da kariyer yapma ve yüksek maaş fırsatının da olduğu idi. Etkin bir networking oluşturma ve sektörel bazda kariyer için en elverişli merkez olması ise diğer etkenlerdi.

Gel gelelim zor yaşam şartlarına ve gerçek hayatla örtüşmeyen beklentilere rağmen, İstanbul'un genç profesyoneller üzerindeki çekiciliğinin devam etmesi, diğer metropol şehirlerin şehir markası kapsamında kalifiye iş gücünü çekme çalışmalarında büyük bir soru işareti oluşturuyor. ..

En modern yaşam standartları ya da kariyer imkanları ve finansal menfaatler gibi rasyonel kurgulara rağmen, genç profesyoneller belki de "I luv this city- Bu şehri seviyorum" diyerek İstanbul'dan vazgeçmiyor...

Peki siz olsanız ne yapardınız? Herşeye rağmen İstanbul mu olurdu? Çalışmak istenilen iş yerleri sıralamasında her zaman başı çeken şirketlerden biri olan Unilever merkezini ve faaliyetlerini bugün İzmir'e taşıdığını duyursa ve size bir iş teklifi ile gelse ne derdiniz?...

1 yorum:

Mehmet Ortaç dedi ki...

Bu sene Ege Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdim. 24 yıllık İzmirliyim. Ancak 24 saat sonra İstanbula gelip yerleşiyorum ve İstanbul'da çalışmaya başlıyorum. Büyük bir aksilik çıkmadığı sürece İzmir'e dönmem. İzmir büyük bir köy olma yolunda hızla ilerliyor. Hangi firma İzmir'e taşınırsa taşınsın umrumda olmaz. Çünkü ya batacaktır yada kısa sürede istediği değeri göremediği, yapmak istediği yatırımların önüne hep taş koyulduğu için İstanbul'a kaçacaktır. Bu konuda Güçbirliği Holding'in isyan ve İstanbula taşınma öyküsünü incelemenizi tavsiye ederim. Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık.