Bugün bir değişiklik yaparak düz yazı değil, bir şiir paylaşmak geldi içimden...Değerli Hocam Mario Levi' nin Yaratıcı Yazarlık dersinde, elimizdeki bir kaç parça anahtar kelime ile bir hikaye yazmaya çalışmıştım. Fakat daha sonra kalemimden bu şekli ile dökülmüştü...Savaşın acılarına ve anılarına dair...
Dün
yine duymuştum sesini
Sokaktaki
akordiyonun
Bugün
bekliyorum gelmiyor
O
da mı terketti beni…
Buraların
kışları soğuk
Wolyin’i
hatırlatıyor…
Bir
de yalnızlığım üstüne
Bu
ayaz gözlerimi yakıyor…
Artık
duyamadığım ağlayışları
Oğullarına
elveda diyen annelerin
1940
şubatıydı…
Camından
el sallarken kara trenin
Sımsıcak
savaşın kucağında açlık ve yokluk
Bir
somun ekmeğe hasret
Kardeşe
hasreti unutturur mu?...
Peki
ya savaşlar soğuduğunda
Karnımız
doyduğunda
İnsanlığın
zulme açlığı
Durulur
mu?
Çocukluğum
Wolyin
Gençliğim
Marseille
Şimdi
bir Ankara sabahı…
Yeryüzündeki
tüm dilleri bilsem
Savaş
üzerine yazılmış her şiiri okusam
Yarama
çare olur mu?
Kardeşim bir tek sana sesleniyorum
Son
30 yıldır olduğu gibi…
Onlar
bana deli diyor…
Akılları
ruhlarını sattırmamış sanki…
Susuyorum…
Düşünüyorum
kardeşim, 30 yıl sonrasını…
Bir
çağ kapanıp bir çağ başlarken
Merak
ediyorum
İnsanlığın
konuşacaklarını…
Dua
ediyorum Tanrı’ya…
Ne
olur bağışlasın birgün
Bu
çaresiz dünyaya
Huzur
ve barışı…
Acılar
belleklerden silinmesin…
Ama…
Tüm
dillerde anlamını yitirsin
Savaşlar
ve hatıraları…
Ufuk Özgül- 2007
Ufuk Özgül- 2007