28 Ocak 2009 Çarşamba

Sony ve Myspace'den yeni sosyal medya açılımları!!!

Online toplulukların marka iletişimindeki etkisi çığ gibi büyürken, iki yeni açılım teknoloji devi Sony'den ve sosyal network Myspace'den geldi. TV out internet in demek artık araştırma sonuçlarına da yansırken, öncü markalar yeni projelerle göze çarpıyor.

İlki Sony'nin sosyal medyada kendisi hk. dönen tüm konuşmaları ortak bir noktada toplama çalışmalarının sonucu: http://electronicsblog.sel.sony.com/ . Sony ile ilgili diğer linklere de ulaşılabilen ortamda blog, fotoğraf, resim aklınızda interaktif ne varsa bulabiliyor, paylaşabiliyor ve en önemlisi de yorumlayabiliyorsunuz. Sony'nin birçok alt online topluluğuna da yönlendiren site, ilerleyen dönemlerde müşteri hizmetleri alanında alıp başını yürüyecek gibi görünüyor. Önceki kurumsal blog açılımıyla beraber webteki interaktif varlığını genişleten Sony, bakalım TR'deki teknoloji ve internet meraklıları için neler planlıyor? Türk milleti olarak yorumlamayı seven yapımızla, sosyal medyanın ruhuna hitap ettiğimize inanıyorum:)






İkinci açılım ise sosyal network Myspace'ten geldi. "Get Married on Myspace". Bir TV dizisi tadındaki etkinlikte katılımcılar hedef çiftin tüm düğün hazırlıklarına karışacak. Bu projeyle halihazırdaki genç hedef kitlesini de biraz genişletmeyi uman Myspace, bu hedef kitle ile etkileşime geçmek isteyen markalar için de değişik bir iletişim platformu yaratıyor. Bunun bedeli ne olur bilemiyorum tabi ama etkili olacağı kesin, projeyi çok tuttum. Sadece merak ettiğim bazı insanların müstakbel akrabalarının fikirlerine bile katlanamıyorken, 10binlerce insanın yorumları sonucu nereye kadar dayanacağı?:) Bekleyip görelim.



11 Ocak 2009 Pazar

European Communication Monitor 08

Trendlerin takipçisi olmak, hem keşfedileni hızlı hayata geçirmek hem de yeni keşif potansiyeline kurduğu bağlantı açısından Halkla İlişkiler alanında büyük önem taşıyor. Bu konuda EUPRERA (Avrupa Halkla İlişkiler Eğitim ve Araştırma Derneği) tarafından, European Communication Monitor 08 -Halkla İlişkilerde gelecek trendleri üzerine yapılan araştırma sonuçları kaydadeğer. Önde gelen üniversitelerin akademisyenleri tarafından yürütülen çalışma Halkla İlişkiler ve İletişim Yönetimi konularında birçok alt başlığı incelemeye almış.

Araştırma sonuçlarından biri, Halkla İlişkiler'in yönetim düzeyindeki etkinliği hakkında şunu söylüyor: PR halka açık şirketlerde üst düzey yönetimde de söz sahibi fakat özel şirketlerde bu orta düzey yönetime iniyor, planlama ve karar almada bu kadar etkin değil. Bana göre borsada işlem görmese bile özel şirketlerin faaliyetlerinde PR'ı benimsemeleri, stratejik planlamada üst sıralara koymaları kaçınılmaz. Hizmet ya da ürün bir şekilde varlık gösterilen sektörlerde, öngörülerle ilerlemek şirketin de ömrünü bir anlamda garantiliyor. Özellikle Global Krizin baş gösterdiği son aylarda strateji odaklı hareket etmenin yansımalarını her gün izliyoruz.


Bir diğer konu iletişim yönetiminde önemi artan disiplinler. Bu bağlamda"kurumsal iletişim" de ortalama bir ivme ile artış beklenirken, önemi en çok artacak kalemler iç iletişim-değişim yönetimi ve sürdürülebilirlik olarak belirlenmiş.Şirket başarısında insan unsurunun yükselişi ve kurumsal vatandaşlık kavramının hemen hemen tüm şirketlerin gündemine girmiş olması bu trendi doğruluyor. Bu yüzden de konu bağlamında yapılan araştırmalar ve eğitim programları giderek daha çok ilgi çekmeye başladı. Online basın ve sosyal medya ise geleceğin yıldız iletişim kanalları. Bu sebeple online oluşumların dinamiğinin kavranması, iletişim stratejilerine entegre edilmesi gerekiyor. İletişim yönetiminde en önemli üç konu olarak kurum stratejisine entegrasyon, sürdürülebilir gelişim ve dijital dünyaya ayak uydurma dikkat çekiyor.

Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının derinine indiğimizde en önemli katalizör olarak itibar yönetimi görülüyor. Kurumsal değerler, tüketici ve hissedar beklentileri, yasal bir takım sorumluluklar ve çalışan beklentileri ise KSS çalışmaları konusunda şirketleri etkiliyor.

Peki şirketler neden PR ajansları ile çalışıyor? Stratejik bakıç açısı ve uzmanlık en önemli etken gibi görünse de bazen operasyonel etkenler de bu işbirliğine götürüyor. Nitekim ajans tarafından stratejik bakış açısı olarak verilen cevaplar %83 iken kurumlar bu konuya %4o üzerinde katılıyor. Ajans tarafında eğitim ve araştırma sürekliliği limitli kalırken, gelecek yıllarda yapılacak birtakım girişimlerin bu dengeyi düzelteceğine inanılıyor.

Daha fazla ayrıntı ve tablolar için:

http://www.communicationmonitor.eu/